Your personal Tumblr journey starts here
Sen benim kesilen bileklerimden akan kanım gibisin; benimsin ama bende değilsin.
seni affetmek için kendime bütün gece yalanlar söyledim. Sen yine ben yokmuşum gibiydin
Bakışlarınla çarmıha germiştin bedenimi,
Sözlerinle avuçlarıma çaktığın çivi.
Oysa ben seni severken günahsızdım İsa gibi!
Ben şarabı senin dudaklarından içtim.
O günden sonra geçmedi sarhoşluğum.
Ben senin teninle zehirlendim.
Bir daha ne istediğimi bilemedim.
Öyle bir güldün ki yolumu kaybettim.
Bir daha kendime gelemedim.
Neden çok mutluyum biliyor musun? Çünki o benimle konuşurken kendimi kalın bir kitap arasındaki hiç ölmeyen o özel çiçek gibi hissediyorum . . . 🌻
Yanlış hatırlamıyorsam eğer kitap yazıyordun. Kitabın adını söylemiştin ama unuttum tekrar söylermisin ?
Karanlık çocuk @sukufestars8
Hayat, bir fotoğraf makinesi objektifi değil. Ne yazık ki her karesinde gülemiyorsun . . . 🙂 📸 ☹
Saç diplerimden tırnak uçlarıma kadar kırdığında sonradan ellerime ve saçlarıma dokunmanın sebebi iyileştirmek istemen mi ? 💙
Her yeni gün daha fazla imkansızlaşıyorsun sanki . . . 🌠
Sana ne kadar çok değer verdiğimi anlayacaksın, vermediğim zaman . . .
Çok romantik susuyoruz,
Metrelerce özlem....♠️♠️♠️
ve söyle açıklar şair bazen bir çift gözdür bu kalp yolunu açan bazende bir gülüş tür sevgi denlilen o sözü oluşturan ve bana gelirsek bir gülüşün masum luğu nu gözlerin zarafetini bir sende bulmuş bir adam
Orkide ve dünya aslında ilk okunduğunda anlamsız gele bilir insana şöyle açıklayalım sizlere herkesin ayrı bir dünyası vardır işte çoğu kişinin sadece çiçek olarak bildiği orkide nin anlamı da dünyada açan ilk çiçek demek tir o orkidenin tohumunu kim koyuyor derseniz Dünyadanız daki en değer verdiğiniz kişi koyuyor ve değer verdiğiniz kişide size karşılık veriyorsa yeşermeye başlıyor dünyanız güzelleşiyor o değer sevgiye dönüşürse Orkideniz büyümeye başılıyor karşılıklı sevgi ile de Orkideniz çiçek açıyor ama birisinin sevmeyi ve değer vermeyi bırakırsa dünyanızdaki Orkide yavaş yavaş yapraklarını dökmeye başlıyor bizler onu geri eski haline getirmek için göz yaşlarınız ile sula maya çalışsakta fayda etmiyor ve o Dünyanızı gülleştiren Orkide sadece iki şeye tutunarak hayatta kalmaya çalışıyor onlarda umudunuz ve o Orkide büyüttüğünüz kişile güzel anlıarız oluyor
Eskisi kadar konuşasım yok, ne hissettiğimden bahsedesim yok, hiç kimseyi merak etmiyorum, hiçbir hararetli konuşmayı dinleyemiyorum, hiçbir şey ilgimi çekmiyor. Kendimle yalnız kalmak iyi gelecek ama kendimi de bulamıyorum.
Zamanla anlıyorsunuz: insanların kavgaları sizinle değil. Gerçekleşmemiş kişilikleri, sevilmemiş çocuklukları, başarılarla gizlemeye çalıştıkları özdeğersizlikleri ile. Kötü tavrı kişisel almayın; siz, bu savaşın sadece nesnesisiniz. Bazen gerçekten tek sorun, öznenin kendisinde.
Bazı kadınlar kaç yaşında olursa olsun içinde uçan balon telaşıyla
Dans eden küçük bir kız çocuğu taşırlar
Abartılı sevmeleri saçmasapan halleri ve dudak büzüp
Şımarıkca omuz silkmeleri hep bu yüzdendir..
Ve saklambaç oynarken bir kuytu köşede uyuyakalmak kadar
Olasıdır onlar için oyunu kuralına göre oynamamak..
İçinden geldiği gibi davranan aklına ilk geleni konuşan,
Çıplak ayaklı dağınık saçlı bahçe düşesleridir bazı kadınlar..
Gülümsettiğiniz zaman küçücük göz bebeklerinin içine,
Sizi nasıl da kocaman yerleştirdiğini hayretle izlersiniz..
Seviyorsa ruhunuzu sesli kahkahalar atar yanınızda
Ve kıymetinizi derinden hissedersiniz..
Babasına ilk kez pişirdiği kahveyi taşıdığı gün olduğu kadar
Heyecanlı sevebilen kadınlar..
Ne kadar itina etse o kadar tökezleyebilen,
Sağa sola saçılan düş kırıklarını toplarken
Bağıra bağıra ağlayabilen gerçek kadınlar diyorum beyler..
Şanslıysanız onlardan biri mutlaka dokunur hayatınıza..
O zaman sakin olun..
Kalbindeki tırtıllara koza olun..
Düşmekten yorulmuştur yapabilirseniz
Kırılgan kalbine sığınak olun..
Sonra yaslanın ruhuna ve hiç susmayan bir şarkı olun.
Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Benden geriye mecalsiz bir şey kaldı sadece. Çok yorgunum.
Ne denmeli bilemiyorum ama hiç daha önceden bu kadar uzun süre sessiz kaldığımı ve sustuğumu hatırlamıyorum. Halimi açıklayabileceğim tek bir kelime bile yok. Birazcık olsun anlaşılmak için bunca üzüntüye, yıpranmaya, hırpalanmaya gerek var mıydı sahiden?
Belki her zaman iyi biri olamadım ya da doğru olanı yapamadım ama ben var ya kendimle gurur duyuyorum düştüğüm onca durumdan daha sağlam ve erdemli kalkmayı başardığım için. Hatalarım için üzgünüm ama gerçekten düzelmeye ve düzeltmeye çabalayan yanıma teşekkür ediyorum.
"Çok sevince,çok sevdiğini düşünerek uzun uzun bakıyorsun yüzüne,ben bir daha böyle sevemem diye bakıyorsun.yüzün gülüyor başka tarafa baksa bile.nasıl baktığını görmesine gerek yok sen ona bakarak içinden öpüyorsun.güzel sevmek böyle bir şey."
Arkadaşım Buğra Sinanoğlu YouTube ve instagramdan takip etmenizi bekliyoruz
Artık hissedemiyorum. Kendimi kaybettim. Duygularda gelebilecek en son noktaya geldim, yıktım her şeyi. Umursamıyorum, beklemiyorum ve umudun ne olduğunu bilmiyorum. Ben sevgiyi tükettim, kendimden geçtim. Dümdüz yaşıyorum.Yıprandığını bir tek senin bilmen kıvranış ağladığını kendin görmen ruhen yıkılış .Artık bir şeyler için çabalamaktan yoruldum. İçin karanlıksa hiçbir çiçeği sulayarak büyütemezsin.“Belki farkında değildir.” diyerek, içimi sana karşı hep sıcak tutabilmek için aklımı kaç kere yok saydığımı bilemezsin.Ve herşeye rağmen hep şunu demek istiyorum “Sonunu boş ver, başı çok güzeldi.”
Bir kaç mumu üflemek yeterlidir
Düşmeleri unutup yeni düşler kurmak için.
Ve biraz da bu yüzdendir
Doğduğuna pişman insanlar
Doğum günlerini kutlarlar.
Şiir gibi bakan kadınları
Şiirden anlayan adamlar sevmeli.
Ya da, Şiir gibi bakan kadınlar
Şiirden anlayan adamları sevmeli.
Sevmeli ki, ziyan olmasın o mısralar..
Ya da onun gibi bir şey işte..